Kış boyunca resesyon (negatif büyüme) yaşayan Almanya ekonomisi, 2023’ün ikinci çeyreğinde yüzde sıfır büyüdü. Yıl sonunda ise Almanya’nın dünyanın en büyük ekonomileri arasında küçülmesi beklenen tek ülke olacağı öngörülüyor. Peki bir zamanlar Avrupa’nın dinamosu olan Almanya neden bu hale geldi?
Uzun yıllar Almanya ekonomisi Avrupa Birliği’nin itici gücü olmuştu. Ancak son yıllarda ülke sorunlarla boğuşuyor. Sanayi üretimi özellikle haziran ayında son altı ayın en kötü ayını yaşadı. Fabrika siparişleri ise 2023’ün ikinci çeyreğinde neredeyse hiç artış göstermedi.
Aslında üretim ve büyüme 2018’den bu yana durgun seyrediyor. Ancak 2020 ve 2021 yılında yaşanan Covid-19 kısıtlamaları, dünya genelinde tedarik zincirinde aksamalar meydana getirdi. Üretimi dünya ticaretine bağlı olan Almanya ise bu dönemde kötü etkilendi.
Üstüne 2022 yılında çıkan Ukrayna – Rusya savaşı nedeniyle Rusya’ya yapılan yaptırımlar sonrası Avrupa’ya gaz akışının kısıtlaması da Almanya’da enerjiye olan talebin ve fiyatların yükselmesine neden oldu. Bu durum ülkede enflasyona ve faiz artışlarına yol açtı. Enflasyon ağustos ayında yüzde 6.5 oldu.
Çin, otomotiv sektörüne darbe vurdu
Almanya ekonomisine darbe vuran bir diğer faktör ise Çin. Çin yıllarca ithalata dayalı bir büyüme modeli izledi. En büyük tedarikçisi ise Almanya oldu. Ancak Çin, son yıllarda üretime ağırlık verdi. Özellikle elektrikli otomobil pazarında dünya üzerinde söz sahibi bir ülke konumuna geldi. Bu durum Almanya’nın en büyük sektörlerinden biri olan otomotive adeta darbe vurdu. Artan maliyetler ve Tesla ile Çinli otomobil üreticileri gibi yeni rakipler sonucu azalan talep, Almanya’daki kötü gidişatın başlıca nedenlerinden.
İş gücü yetersizliği de ekonomi için önemli bir problem. Ülkede yaşlı nüfusunun giderek artarken çalışan kişi sayısı da azılıyor. Ülkede iki milyon iş için pozisyon açığı bulunuyor. Şirketler bu açıkları kapatmak için çalışacak kişi bulmakta zorlanıyor. Bir pozisyona uygun kişinin bulunması 6 ayı bulabiliyor. Şimdi ise hükümet, karışık göçmenlik yasalarını gevşetip yurt dışından kalifiye eleman getirtmek için uğraşıyor. Bunun yanında eğitim ve alt yapıya yeterli yatırımın yapılmaması da sorunların başında geliyor. Ülkenin yolları oldukça eskidi. Yenilenmemesi de lojistik açıdan sıkıntılar doğurmakta.
Öte yandan Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonucu birçok Alman şirketinin bu pazardan çıkması, ülke için çok önemli olan Rusya pazarının kaybedilmesine neden oldu. Sadece Rusya değil Brexit ile Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması da Almanya’yı etkiledi. Ayrıca ABD eski Başkanı Donald Trump’un Avrupa’dan yapılan ithalatlara gümrük vergisi uygulamasını yürürlüğe sokması da ticarete olumsuz yansıdı.
Almanya ekonomisinin geleceği…
Uzmanlar Avrupa’nın en büyük ekonomisinin geleceği için de iyimser değil. İngiliz finans şirketi Pantheon Macro Economics, Almanya gayri safi yurtiçi hasılasının 2023 yılında yüzde 0.2 küçüleceğini öngörüyor. Pantheon Macro Economics’in kıdemli Avrupa ekonomisti Melanie Debono, “Tahminlerimiz doğruysa, Almanya dört büyük euro bölgesi ekonomisi arasında en kötü performans gösteren ülke olacak” diyor. Hollandalı ING’nin küresel ekonomi sorumlusu Carsten Brzeski ise “Ekonominin hem kısa hem de uzun vadeli görünümü hiç de pembe görünmüyor” demekte.
Ancak herkes ülke için kötü düşünmüyor. Bir kere Almanya, 4.2 trilyon dolarlık gayri safi yurtiçi hasılası ile hala Avrupa’nın en büyük ekonomisi. Merkez Bankası Başkanı Joachim Nagel “Alman ekonomisinin uyum kapasitesini küçümsememeliyiz. Evet, karmaşık aylardan geçiyoruz diyebilirim. Ancak çok da kötümser değilim” diyor. Hamburg’daki Berenberg Bank ekonomisti Holger Schmiedin ise ülkenin günümüzde karşılaştığı zorlukların 1990’larda iki Almanya’nın birleşmesi sırasında yaşadıklarından daha hafif olduğunun altını çiziyor.
Kanyaklar: WSJ, Bloomberg, Reuters