Bankacılığın tarihinde de bu ailenin ismi var… İlk banka nasıl kuruldu?

Bugün 21’inci yüzyılın ilk yarısındayız ve artık dijital paradan ve kripto zincir teknolojilerinin gelişiminden bahsediyoruz. Fakat insanlığın modern finansı ve bankacılığı bugünlere getirmesi pek de kolay olmadı. Paranın modernleşmesi Lidyalılara, bankacılık da zenginlerin paralarını emanet edebilecekleri güvenli yerler aradığı yıllara kadar gidiyor. Yani o da hemen hemen ilk parayla aynı döneme tekabül ediyor. Peki modern bankacılığın doğuşu nerede ve nasıl oldu?

Ne zaman ortaya çıktı?

Bankacılığın geçmişi aslında ilk parayla aynı. Çünkü insanlar zenginleştikçe paralarını saklamak için güvenilir yerlere ihtiyaçları olduğunu fark ettiler. Medeniyetin doğduğu Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma’da yani antik dönemde tapınakların bodrumları, banka görevi görüyordu. Çünkü tapınaklar kutsal yerlerdi ve zenginlerin servetlerini burada rahipler, tapınak çalışanları ve silahlı muhafızlar koruyordu. Bu nedenle savaş zamanlarında yağmalanmaları da kaçınılmaz oluyordu.

Arşivler, o dönemlerde tapınakların kasa işlevinin yanı sıra borç para verdiklerine de dikkat çekiyor. Tapınaklar genellikle hükümdarlara verilen krediler de başta olmak üzere büyük miktardaki kredileri yönetiyordu, geri kalanları ise zengin tüccarlar ve tefeciler üstleniyordu.

Modern bankacılığın kökleri Orta Çağ’da

Bugünkü bankacılık sektörünün köklerini bulmak için Orta Çağ’a gitmemiz gerekiyor. Kaynakların çoğu, modern bankacılığın Rönesans öncesinde Ceneviz, Venedik ve Floransa gibi İtalyan şehir devletlerinde ortaya çıktığını yazıyor. Bunda özellikle Venedikli ve Cenevizli tüccarların payı büyük. Hatta banka sözcüğünün kökeni dahi İtalyanca’da “para işleriyle uğraşan kişinin tezgahı” anlamına gelen “banco/banca” kelimelerine dayanıyor (“bango” kelimesi ülkemizde hala bazı yörelerde tezgah anlamında kullanılır).

Bankacılık daha sonra Rönesans’ta iyice gelişiyor. Venedikli ve Cenevizli tüccarların karadan ve denizden Asya, Orta Doğu, Akdeniz ve Kuzey Afrika’ya yaptıkları ticaret, bu yıllarda bankacılık sektöründe kredi ve kredi faizleri, sigorta, senetler, çift taraflı defter tutma gibi alanlarda gelişmeler yaşanmasını sağlıyor.

Rönesans ressamlarından Marinus van Reymerswaele’nin Banker ve Eşi isimli tablosu. Kaynak: Wikimedia Commons

Birincisi, bu dönemde tek bir tüccar için yeterli sermayeyi toplamak zor olduğundan ortaklıklar gelişmeye başlıyor. Çünkü ortaklıklar, tüccarlara gemilerin masrafı, mürettebatın maaşları, ticareti yapılan malların ve yolculuklar için gerekli malzemelerin ücretleri gibi bütün kalemlerin karşılanmasına olanak tanıyordu. Tüccarlar ayrıca büyük miktarlarda paralarla çalıştıklarından, kazançlarını güvendikleri kişilere bırakmak istiyorlardı.

Yetersiz sermaye sorununu çözmenin bir diğer yolu da kredi kullanmaktı. Üstelik o dönemde dolaşımdaki nakit miktarı da ticareti geliştirmeye yetmiyordu. Kambiyo senedi olarak bilinen kredi ve senetlerin kullanılmasına da bu şekilde başlandı.

Sigorta nasıl ortaya çıktı?

Bir de tüccarlar kendilerini kötü hava koşullarından ve korsanlardan korumak için seyahatlerini sigortalatmak ihtiyacı duyuyordu. Gemiler, yolculukları boyunca çok sayıda tehlikeyle karşı karşıya kaldıkları için sigorta oranları da genellikle yüksekti.

Avrupa’nın en büyük ailelerinden Medicilerin bankacılık sektörünün gelişmesinde payı büyük. 1397’de kurulan Banco Medici, o dönem Avrupa’nın en büyük bankaları arasında yer alıyordu ve ailenin nüfuzunun en büyük dayanak noktalarından biriydi. Kurucusu, Giovanni di Bici de’Medici, aynı zamanda arkadaşı olduğu Papa XXIII. Johannes’in bile bankacılığını üstlenmişti.

Medici Bankası’nın kurucusu Giovanni di Bici de’Medici. Kaynak: Wikimedia Commons

İtalya’yla aynı dönemde Almanya’da da Nuremberg, sektörün bir diğer merkezi oluyor. Avrupa’da bankalar 16’ıncı yüzyıldan itibaren ikiye ayrılıyor: Döviz ve mevduat bankaları… İngiltere, Venedik, İsveç, Fransa ve Almanya bankalarının mevduat bankaları olarak kurulduğu bilinmekte. Sonra kurulan Hamburg ve Amsterdam bankaları ise döviz bankasıydı. Onların çalışmaları da diğer ülkelerle ticareti kolaylaştırmaya odaklanıyordu.

Merkez bankalarının doğuşu

İlk merkez bankası 1668’de, İsveç’te kuruldu. Ardından İngiltere’de 1694, Fransa’da 1800, Hollanda’da 1814, Avusturya-Macaristan’da 1817, Belçika’da 1850, Almanya’da 1875, Japonya’da 1882, İtalya’da 1893 ve ABD’de 1913 yıllarında merkez bankaları açıldı. Osmanlı’da merkez bankasının temeli konumundaki Ottoman Bank ya da Bank-ı Osmanî‘nin kuruluşu da 1856 yılına gidiyor.

Kaynaklar: Banca D’Italia, Britannica, Study Smarter, Invostepida, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

source site-2